Yeni yıla Kaldı
Sinemalarda Bu Hafta ~ Mersin ve Adanadaki Etkinlikler

17 Aralık 2011 Cumartesi

Sinemalarda Bu Hafta


Dünyanın en ünlü ve zeki dedektiflerinden Sherlock Holmes (Robert Downey Jr.) ve 'ortağı' Dr. Watson (Jude Law) bu sefer Londra’nın dışına çıkarak Fransa, Almanya ve İsviçre’ye yol alacakları yeni ve tehlikeli bir maceraya sürükleniyorlar. Onlardan hep bir adım önde olan kurnaz ve vicdansız Profesör Moriarty (Jared Harris) ise -ki Holmes en zeki olma unvanını ona kaptırmak üzere- büyük bir laneti değiştirecek planların peşindedir. Kahramanlarımız ise ne olursa olsun Moriarty durdurmaya kararlı...
Yönetmen koltuğunda ilk filmde olduğu gibi gene Guy Ritchie yer alırken senaryoyu ilk filmden farklı olarak Kieran ve Michele Mulroney çifti kaleme aldı. İlhamını Sherlock Holmes'un yaratıcısı Arthur Conan Doyle'dan alan filmde Robert Downey Jr. ve Jude Law başrollerinin yanı sıra ilk filmdeki rolleriyle kadroya tekrar dahil olan oyuncular ise Eddie Marsan ( müfettiş Lestrade), Rachel McAdams (Irene Adler), Kelly Reilly ve Geraldine James olarak sıralanıyor... yer alıyorlar. Film kostümlerini ilk yapımda olduğu gibi gene Jenny Beavan tasarlarken ve müzikler ise kendisini her filmde mutlaka belli eden Hans Zimmer'a ait



Oyun parkında birbiriyle kavga eden onbir yaşlarında iki çocuk… “Kurban”ın ebeveynleri “kuvvetlinin” ebeveynleri tarafından olayı çözümlemek için evlerine davet edilir. İçten başlayan sohbet gitgide bıçak sırtı bir hal alacak, dört ebeveynin kendilerine ve hayata dair inkârlarına ve garip önyargılarına sahne olacaktır. Bu insani vahşetten hiç biri kaçamayacaktır.




Hayalleri ve hayattaki amaçları yüzünden, Karadeniz'de bile herkesin dalga geçtiği fakir Temel, Trabzon'un en köklü ve zengin ailelerinden Yücesoyların Zuhal'e aşıktır ama babası Hıdır Yücesoy, kızını Temel'e vermez. Temel, sevdiği kızı da alamayınca yıkılmıştır. Tam bu sırada, arkadaşı Turgay'ın Sümela Manastırı'nın çatısına çıkarak intihar etmeye kalkıştığı haberini alır. Arkadaşını intihardan vazgeçirmek üzere Sümela Manastırı'nın çatısına çıkar. Ancak kendisi intihar etmeye karar verir. Polisler tarafından aşağıya indirilen Temel, polisin, 'Sümela'ya hazine aramak için çıksanız anlayacağım, intihar için çıkılır mı?' diye sormasıyla birlikte Sümela'daki olası hazineye odaklanır. Temel'in tek hedefi artık Sümela'nın şifresini çözüp kutsal hazineyi bularak, hem sevdiği kızı almak hem de herkese kendini ispatlamaktır.



                                                              

Rosetta, L’enfant / Çocuk, Le fils / Oğul, Le Silence de Lorna / Lorna’nın Sessizliği gibi filmleriyle birçok festivalden ödüllerle dönen Dardenne Kardeşler, son filmleri Bisikletli Çocuk ile Filmekimi izleyicisiyle buluşuyor. Screen dergisine göre “çocukluk hakkında yapılmış en iyi filmlerden biri” olan Bisikletli Çocuk, Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü Nuri Bilge Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu’da filmiyle paylaştı.

Film, babasının artık onu istemediğini söyleyen ve yetimhanede bir başına kalan 11 yaşındaki Cyril’in iyimser, bir o kadar da masalsı hikâyesini anlatıyor. Başroldeki küçük Thomas Doret oyunculuğu ile büyük beğeni topladı.




Alvin ve sevimli sincap arkadaşları geri dönüyor! Lüks bir Mavi Yolculuk gemisinde, ortalığı birbirine katarak seyahat ederken başlarını gene belaya sokan sincaplar kendilerini bu kez ıssız, tropik bir adada buluyorlar. Adanın dört bir yanında dişlerine göre yemek arayan sevimli yaratıklar, bir yandan eve itmenin yolunu bulmaya çalışırken diğer yandan cennet gibi görünen bu adanın o kadar da arkadaş canlısı olmadığını fark ederler.

Yönetmenliğini Mike Mitchell'ın üstlendiği serinin bu filminin senaristliğini ise Kung Fu Panda'nın da yapımcısı ve senaristleri olan Jonathan Aibel ve Glenn Berger üstleniyor. Sincaplar dışında filmin gerçek oyuncuları arasında Jason Lee, Alyssa Milano ve David Cross yer alıyor...




Mısır’ın çok kültürlü liman kenti İskenderiye’nin altını üstüne getiren müzikal bir yolculuk. Etkileyici müzikleri ve zengin karakter yelpazesiyle dikkat çeken filmde Khaled adlı genç bir adamın, uzun yıllar kaldığı Amerika’dan grafiti sanatçıları, hip hop, rock, caz müzisyenleriyle dolu sanat ve müzik camiasını keşfettiği memleketi İskenderiye’ye dönüşü konu ediliyor. Khaled, bu hareketli kentte hem renkli sanat ve müzik camiasını keşfedecek hem de yaklaşan bir halk hareketinin ayak seslerine şahit olacaktır.




Çalıştığı şirket iflas edip kapanınca işsiz kalan üç çocuk annesi France, yeni bir iş bulmak ve hayatını sürdürmek için Paris'e taşınır. Steve ise Londra'da çalışan ve France'ın bir önceki iş yerinin kapanmasına neden olan insandır! İkisinin yolları bir şekilde kesişir ve evde bir yardımcıya ihtiyaç duyan Steve'in iş teklifini France kabul eder. Üstelik 3 yaşındaki oğlu Alban'ın yarattığı sorunlarla baş etmesi için Steve'in bir hizmetçiden daha fazlasına ihtiyacı vardır.
İspanyol Pansiyonu (2002), Rus Bebekler (2005) ve Paris'in (2008) filmleriyle ülkemizde tanınan Fransız yönetmen Cédric Klapisch'in son işi olan filmin başrollerini Karin Viard ve Gilles Lellouche paylaşıyor. Cinsel göndermeleri, ailevi değerleri ve melodramik yapısıyla tam bir Fransız filmi olan yapım vizyondan önce Filmekimi'nde görücüye çıkmıştı...




Kemal 20'li yaşlarda genç bir üniversite öğrencisidir. Bir gün radyoda haberleri dinlerken "sosyalist" düzenin yani yakın zamanda uğruna savaşmaya başladığı, insanlara refah eşitlik vaad eden toplumsal yönetim tarzının, bizzat sosyalist ülke insanları tarafından yıkıldığını öğrenir.

Sosyalizm yönetimde olduğu ülkelerde bozguna uğrarken, Kemal ve devrimci örgütteki arkadaşları ne pahasına olursa olsun işçiler ve üniversite öğrencileri arasında mücadelelerini sürdürmekte kararlıdırlar. Kemal hem inandığı değerler uğruna mücadele verir hem de karmaşık duygusal dünyası için...

1997’den itibaren televizyon ve sinema dünyasının yardımcı yönetmen ve yapım sorumlusu olarak çalışan Serkan Acar'ın ilk uzun metrajlı filmi olan Aşk ve Devrim’in başrollerini Gün Koper, Deniz Denker, Ayberk Pekcan paylaşıyor. Filmin dünya prömiyeri 18. Altın Koza Film Festivali'nde gerçekleştirilmişti...




'Oakland A' beysbol takımının başındaki isim olan Billy Beane (Brad Pitt) , kısıtlı bir bütçe ile resmen yoktan bir takım var ederek zengin kuluplere meydan okuyor. Fakat bunu yaparken de beysbol sporunun temel inançlarını baştan aşağıya sarsıyor. Onun yöntemleri kabul görmese, hatta delilik diye nitelendirilse de, Beane inancını ve azmini yitirmeden bildiği yönde ilerlemeye devam ediyor....

Michael Lewis'in "Moneyball: The Art of Winning an Unfair Game" adlı eserinden Steven Zaillian ve Aaron Sorkin tarafından uyarlanan ve gerçek bir hikaye dayanan filmin başrollerini Brad Pitt, Robin Wright ve Jonah Hill paylaşıyor.

Moneyball, 2005 yılında çektiği ilk filmi Capote ile aynı sene En İyi Yönetmen Oscarı'na aday gösterilen Bennett Miller'ın ikinci uzun metraj çalışması. Dünya prömiyeri Toronto Film Festivali'nde gerçekleştirilen filme yurt dışından şimdiye kadar gelen eleştiriler ve puanlar da oldukça yüksek.




İsveç'in Oscar adayı olan Aşkın Formülü Yok, genç yetenek Andreas Öhman'ın yönetmenliğini yaptığı üçüncü filmi. Filmin kahramanı, abisi Sam kız arkadaşı tarafından terk edilince dünyası altüst olan, Asperger sendromundan muzdarip Simon adında 18 yaşındaki bir genç. Hastalığı nedeniyle aşk ve duygu hakkında bir şey bilmeyen Simon, parlak zekâsını kullanarak tamamen bilimsel yöntemlerle abisi Sam'e yeni bir sevgili bulmayı kendine görev ediniyor.


1 yorum:

kubi dedi ki...

sherlock holmes'u kaçırmayın derim.güzel film
zira ilk filmi izlemeseniz izleyin,
pek bağlantısı yok.

Yorum Gönder

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Blogger Templates